Kapsayıcı İçerik Modelleri Tasarlamak: Web'de Herkes İçin Açık Bir Gelecek
Modern web sitelerinin yapı taşlarından biri içerik modellemesidir. Ancak bu süreç, çoğu zaman göz ardı edilen önyargılar ve alışkanlıklarla şekillendirilir. Geçmişten bir örnekle; 1920'lerde New York'ta yapılan park yolu tasarımlarında düşük köprüler, bazı toplulukların plajlara ulaşmasını fiziken engellemiştir. Bu, tasarımın bile isteye ya da istemeden dışlayıcı olabileceğini gösteren klasik bir durumdur.
Web'de de tasarım ve içerik modeli seçimleri, kimi zaman bazı kullanıcı gruplarının içeriğe katkı sağlamasını veya hizmetten yararlanmasını engelleyebilir. Kapsayıcı tasarım; web dünyasında erişilebilirlik ve kullanıcı deneyimi konusu kadar önemli bir başlık olarak, içerik modelleme safhasında da dikkate alınmalıdır.
İçerik Modelleri: Sadece Yansıtıcı mı, Daha Fazlası mı?
Geleneksel içerik modelleme yaklaşımı, oluşturulacak içeriğin asıl dünyadaki yapısını ve ilişkisini yansıtmak olarak tanımlanır. Örneğin, bir sanat müzesi sitesinde yer alacak sanatçılar, eserler ve sergiler arasındaki ilişkiler, alan uzmanları ve paydaşlarla yapılan görüşmeler sonucu modellenir.
Fakat buradaki temel sorun, bu "yansıtıcı" yaklaşımın gerçek dünyadaki önyargı ve dışlamaları da birebir web alanına taşıyabilmesidir. Esnek modüller ve güçlü içerik yönetim sistemleri sayesinde, içeriklerin hem kolayca düzenlenmesi hem herkesçe kullanılabilir olması sağlanmalı, toplumsal ve kültürel engeller en aza indirilmelidir.
Grup içerik modülleri gibi araçlar, birden fazla içeriğin düzenli ve amaca uygun şekilde paylaşılmasını sağlar. Arayüzdeki yapıların kullanıcıların kimlik, deneyim ve hikayelerini özgürce tanımlamalarına izin verilmelidir.
Ayna Yaklaşımının Kırık Tarafları ve Dahil Etmeyen Modeller
Bazen içerik modelleri, belirli tecrübe ve kimlikleri zorunlu tutarak katılımcıların sürecin dışında kalmasına neden olabilir. Örneğin, LinkedIn'in zorunlu "şirket adı" alanı, serbest çalışan ya da klasik kurumsal deneyimi olmayan kullanıcılarda dışlanmışlık hissi yaratır.
Bu tür kısıtlamalarda genellikle iki sorun ortaya çıkar: Ya bireyler doğrudan katılamaz ("Bu alanı nasıl dolduracağımı bilmiyorum"), ya da gereksiz bir uyum çabasıyla yorulur ("Buraya ne yazmam gerekiyor, bir yol bulmalıyım"). Bu noktada, kullanıcıların kendi deneyimlerini ve kimliklerini açık uçlu alanlarda özgürce tanımlayabilmeleri desteklenmelidir. Twitter biyografilerinin neredeyse tamamen serbest bırakılması buna iyi bir örnektir.
İçerik başlıklarının çapa ile birbirine bağlanması hem kullanıcı gezintisini kolaylaştırır hem de SEO açısından avantaj sağlar. Yani, modelinizin esnekliği ve açıklığı, hem kullanıcıya hem de dijital görünürlüğe değer katar.
Canlı Bir Vaka: Live in America Festivali ve Katılımcı Biyografileri
2021 yılında düzenlenen Live in America tiyatro festivali, ABD ve Meksika'dan çok çeşitli topluluk ve sanatçıları bir araya getirdi. Festivalin amacı sadece etkinlikleri sergilemek değil; geleneksel büyük sanat kurumları dışındaki sanatçıların, az tanınan toplulukların da görünür olmasını sağlamaktı.
İçerik modelleme sürecinde şu iki temel soruyla karşılaşıldı:
- Uzmanların tecrübeleri ve önerileri belirli bir homojen grubun alışkanlıklarını yansıtıyor; ancak festivalin özü, çeşitliliği ve farklılığı vurgulamak.
- Her topluluğun kendi dilini ve bakış açısını koruması önemli; tek tip bir biyografi ya da özgeçmiş formatı engelleyici bir unsur olurdu.
Buna çözüm olarak, tüm katılımcı biyografileri sadece 5 kelimeyle sınırlandı. Biyografilere kısa ve yaratıcı sınır koyulması, büyük küçük her sanatçının aynı zeminde içeriğe katkı vermesini sağladı ve aidiyet duygusunu pekiştirdi.
Kapsayıcılık İçin Modelleme: Web'i Herkesin Katkı Sağlayacağı Bir Yer Yapmak
Kapsayıcı içerik modelleme; sadece erişim engellerini kaldırmak değil, içerik üretiminde de herkesin katkı verebileceği ortamlar kurmak demek. Herkesin aynı kurallar altında, üstelik kendi seçtiği yollarla katılım gösterebilmesi için:
- Girdi formları esnek tutulmalı, gerekirse açık uçlu alanlar tercih edilmeli,
- Zorunlu uzunluk kurallarından veya tek tip profil modellerinden vazgeçilmeli,
- İçerik düzenleme süreçleri adil ve kolaylaştırıcı olacak şekilde tasarlanmalı,
- Kullanıcıların kendi deneyimlerini gerçek anlamda yansıtabilecekleri modüller desteklenmeli.
Unutmayın: İçerik modeli, bir dijital dünyanın mimarisidir ve bu dünyaya kimi dahil edip etmediğinin sorumluluğu modelleyendedir. Yapısal olarak dışlayıcı ya da katı olan modeller, dijitalde çeşitliğin ve yeniliğin önüne set çeker. Dahil edici modelleme pratikleriyle web, sadece daha demokratik ve kapsayıcı olmaz, aynı zamanda çok daha zengin bir içerik ekosistemiyle geleceğe hazırlanır.
Kaynaklar